Kartal vadisine giriyoruz bir kapı gibi iki yüksek kayanın arasından. Bu kayalar tam kartallar için sanki ama buralarda yıllardan bu yana hiç kartal göremedim, zamanında mutlaka vardır diye düşünüyorum.
Gelecekte Datça turizmi için oldukça önemli bir yer, her yerin yapılarla dolduğunu düşünürseniz, doğayı özleyenler için hemen dibimizde bulunmaz bir yer.
Her köpeğin ismi var ama akılda tutması zor bazıları yabancı isimli.
Kartal vadisinde yürürken yanımızdan kırmızı bir araba geçti, onların köpeği de bizim köpeklere karıştı. Recep bey kanyona gittin mi diye sorunca aklıma hemen Karaköy kanyonu geldi, hayır buradaki Kanyon deyince duydum ama gitmek nasip olmadı dedim. Geçen yıllarda arkadaşım Sedat Kaya ile gezerken bir kanyon lafı geçmişti, bir ara orada yürümek aklımdaydı ama nasip olmadı.
Burada Bubaslık suyunun aktığı bir çeşme var, daha önce bir gezimde buradan söz etmiştim, kayalardaki nal izleri gibi oyuklara eskiler değişik anlamlar vermişler.
Geçen gelişimde de görmüştüm arkadaşlarımın köpeği, Datça’ya yazın geliyorlar, mutlu ve sağlıklı görünüyor.
İlerde Karia Yolu tabelası görünüyor, oradan yol ikiye ayrılıyor, yollar Ağaçlama ve Bubaslık denen mevkilere gidiyor.